Yiyecekler :
Hurma: 1. 3. 7, zeytin 1. 3. 7. tane yiyiniz, incir 3 tane, nar 1 tane, kabak çekirdekleri, kavun 1 dilim veya 1 bütün, geri kalan kısımlarım temiz yerlere bırakın!
Çöplüklere atmayınız!
Bir de nane, susam, mısır...
Koyun eti, dana eti, tavuk yumurtasının sarısı.
Yumurtlamayan tavuk eti.
Horoz değil..
İnek sütü, koyun sütü.
Az tuz çok değil
Başkalarının kestiği keresteden ev yapmayınız!
Korumamış ağaç odunu yakmayınız!
Bu asırda:
Bazlama, börek (soğansız), mümkünse hâlis bal, hergün biraz.
Sade helva, pirinç, makarna, dana eti, koyun eti.
Meze sofrasında gibi muhtelif şeylerden yeme!
O sofra haramın vücuda rahatça yayılmasını temin eder.
İçki içen, mezelerden yemezse midesi bozulur.
Haram seni ikaz ediyor demektir.
Mide bile haramı benim içime kovuyorsun ben bunu alamam.
Hiç olmazsa beni koru da ben de kendimi kurtarayım demektedir.
Sana bir hayvan âleminden birşey söyleyeceğim.
Bunu düşün!
Sebeplerini akıl ve düşüncenle ancak bulursun.
Sormakla değil.
Kitaplarda yok.
Amma okuduğunu anlamadığından bulamazsın.
Yalnız otla geçinen hayvanlar yavrularını yalamazlar.
Koklarlar.
Ot yemeyen hayvanlar yavrularını yalarlar.
Yalama dil iledir.
Koklama burun iledir.
Biraz düşün, ne demek istiyoruz.
Onu anlamaya çalış!
Yumurta içinde haram olan bir kısım vardır, onu çıkardıktan sonra tavuk yumurtasından başkasını yeme!
Güvercin, kaz, ördek, hindi.
Buğday % 60, çavdar % 40 veyahut beyaz buğday, % 80, % 20 arpa ekmeği, tereyağı, hakiki zeytin yağı, bal peteği (arının kendisi yaparsa), tahan, yoğurt, (ayran değil).
Yayık ayranı çok.
Beyaz peynir.
Diğer peynirler hayır.
Kaymak.
Sebzeler : Ispanak, pazı, kara lahana, patates, domates (kabuksuz).
Kurular : Nohut, fasulye çok değil, mercimek çok değil, bulgur, pirinç Kura meyva: Ceviz, fındık, ver fıstığı, sam fıstığı, kuru üzüm.
Hepsinden çok değil.
İçecekler : Süt, şıra, domates suyu, nar suyu, demir hindi.
Reçeller : Gül, incir, kızılcık.
Bahçenizde yer varsa maydonoz, nane, biber, kabak, domates, dere otu yetiştir.
Bunları ihtiyaç için almak lazımsa yolmayınız!
Makasla kesiniz!
Kızılcık, gül reçeli, saf bal evinizde mümkünse eksik etmeyiniz!
Bunlar eve bereket getirir.
Evinizde daima zencefil, çörek otu, tarçın bulundurun!
Ihlamur, çınar ağaçlan yetiştirin!
Yaş ağaç kesmeyiniz!
Üzerinden en az 2 sene geçmesi lâzımdır.
Av etlerine itibar etme!
Yumurtaları yenir ama, avcılardan uzak dur.
Yememek daha iyi olur.
Kavun, incir, nar, hurma yersen ye!
Fıstık, ceviz, badem ye!
Diğer meyvaları söylemiyorum.
Sana kalmış birşey.
Söylersem ciltler dolusu söz söylersin.
Onlara karışmıyoruz.
Efendim, yasak mıdır, haram mıdır diye aklına gelmesin!
Zâten öyle birşey söylemedik.
HAKK’ın nimetlerine benim gibi basit bir kul mu söz edecek.
Hâşâ!
Söylediklerimizi yapmayana hiçbir sözümüz yoktur.
Günahtır haramdır diye de bir tavsiyemiz yoktur.
Hakiki îslâmın nasıl hareket yapması lâzım geldiğini hatırlatıyoruz. Beyenirseniz yapınız! Beyenmezseniz yapmayınız!
O zaman iş değişir.
Ne olur deme!
O zaman böylelikle küfre girersiniz.
Yapmazsanız da günaha girmezsiniz.
Rızkın kaderi kıymeti nedir, ona karşı hürmetin nimetlerini bildiriyoruz.
Haram iki türlüdür:
İnsanın cesedine, bütün uzviyetine, ve bundan ötürü mânevî varlığına tesir eden;
1- Gıdai bakımdan
2- Maddesiz; insana tesir eden hislere, duygulara, görmeye, işitmeye zarar veren hususlar.
Bu iki cinsin haram olması yani yasaklanması insanı korumak ve Cenab-ı ALLAH’a yanaşmak, rızasını almak için konulan yasaklardır.
Bunların hepsi Kur’ân ile Resûl tarafından bildirilmiştir.
Bu ikisinin arasında şüpheli olanlar vardır.
Asıl insanı mânevî ve bedeni muvazenesinden ayıran nesnelerdir.
Gıdaî haramlar kati sûrette bellidirler.
Ruhî olanlar da insanın HAKK tarafından her şeyi yapması serbestiyeti verildiğinden bu arada nefsine uyup yaptığı hareketler de haramdır.
Ve diğer haramlardan da daha tehlikelidir.
Haram ve nehiylerden kaçmak ile insan bir mükâfata lâyık olmaz.
Yaptığı zaman cesedini yıkar.
Ve ALLAH’dan uzaklaşır.
Onun için emirlere itaat veya onlardan kaçtığından ötürü insan birşey beklememelidir.
Bu anlaşılması güç noktayı küçük misal ile izah edelim.
Resûl buyurmuş:
“Helak olacağınızı bilseniz şakadan bile olsun yalan söylemeyiniz!..”
Yalan islâm dininde haramdır...
Yalan ne demektir?
Yalan hakikati örtmektir.
Bundan dolayı dedikodu da haramdır.
Bir hakikati gizlemek, onu yalanla örtmek demektir.
Herşeyin hakikati ALLAH’ın kanunudur.
Yalan bu hakikate hakaret olur.
ALLAH’ı hiçe saymak olur, isyandır ve küfürdür...
İşte haram ile helâl arasında binlerce şüpheli şeyler vardır.
Onlara çok dikkat etmek gerekir.
1 - insanın peşinden söylemek
2- Gıybet etmek
3- Onun malını ve sairesini kıskanmak, hased etmek.
Bunda ALLAH’ın rızık dağıtıcı olduğuna verdiği miktara karşı “bir nevi ALLAH’a karşı grevdir”.
Derhal insan kâfir olur.
Grevde haklı veya haksız olsun yapanın veya yapmaya onu mecbur edenin her ikisi de küfürdedir.
Bütün mesuliyeti mâneviyesi bu prensibi ve kanunu koyanlara ait olduğu gibi ona sürüklenenler de mesuldürler.
İslâmdaki zekât ALLAH’ın kanunudur.
Bu emirler bir cemiyette yok olursa, bu cemiyet muhakkak birgün helak olur.
Yukarıda kısaca anlatılan bu hususlar göz önünde tutulursa bugün bu toplum içinde HAKK’n istediği şekilde verdiği rızıktan bir lokma ağıza koymak:
“Bir hapishâneden bir mahkûmun tırnaklarıyla günlerce tünel açıp kaçmasından daha güçtür.”
Hakim, maymun, iki kedi;
Büyük bir parça kaşar peyniri, kavga, terazi...
Maymun taksim ediyor.
Teraziye koyuyor, biri daha ağır gelince ondan ısırıyor. Öteki ağır geliyor ondan ısırıyor.
Onlara çok az bir parça veriyor ve koyuyor...
Bütün mânâ bu hikâyede gizlidir...