AİDS
Syndrome immuno-deficitaire acouis Laradenopaty Associated Virüs.
Kazanılmış muafiyet yetmezliği sendromu.
Bu ne demektir?
Uzviyetin; fizyolojisine, anatomisine, kimyasına, metabolizmasına tesir edecek her türlü görünür görünmez sebeplere baglı herşeye karşı tabiî bir mukavemeti vardır.
Uzviyetin bu mukavemetini kendi kendine tamir edemeyecek derecede kıran bir “sebep” den ötürü ortaya çıkan ağraz tablosuna AiDS ismi verildi.
Bu hastalık homoseksüellerde ortaya çıkan son asrın öldürücü hastalığıdır. Yani bir nevi livata yapanlarda görülür.
Livata dînen yasakdır, lânetlenmiştir.
Hastalığın sebebi:
Sebebi hakkında acele tahminler nazariyeler kuruldu.
Virüs hikâyesi...
Bu da hikâyedir.
İnsan spermi, rektumda saprofit mikroplara karışınca bu ortamda mikroplar virülite kazanıyor ve kana geçiyor.
Hem de rektumda.
(Vena hemoroidalis imferiyor ve medyadan vena kava’ya dökülür bu iki vena).
Karaciğerden geçmiyor, ateş yapıyor.
Bu ateş vücudun herhangi bir hastalığa karşı reaksiyonu degildir. Doğrudan doğruya toksemi neticesidir.
Hastalıklarda ateş genellikle vücudun o hastalığa karşı mukavemet tepkisidir.
Böbrek üstü bezlerine de tesir ederek kortizonu vücudda fazlalastınyor.
Bu da AiDS hastalığında bazı ârızalara sebebiyet veriyor.
Sünnetsizlerde, gulfe arasında simlah denilen kokulu, beyaz, yoğurt gibi bir ifrazât vardır.
Bu da rektum ortamına tesir ediyor.
Ve failin hastalığa tutulmasına sebep oluyor.
Sürtünmeden dolayı kana geçiyor.
Sünnetli olanlarda bu hâl ve hastalık görülmez.
Eskiden oğlancılık vardı.
Sünnet olanlar arasında.
Bunu düşünmek lazımdır.
Bu hastalık kadınlarda görülmüyor.
Sebep açıktır izaha lüzum yoktur.
Genel toksemi vücudun metabolizmasını ani ve çabuk değiştirdiğinden düzelmek imkânları vücudun mukavemet hududunu aşıyor.
Hastalığın metabolizmaya aşırı derecede:
1- Sinir merkezlerine “kuduz” gibi tahribat yapıyor.
2- Damar sisteminde aşırı derecede vazo dilatasyon yapıyor, yani genişleme.
3- Vücudun hareki sistemine ilk defa sol tarafa, sonra sağ tarara tesir ediyor.
Sağ dimağın sol tarafın hareket merkezi ve sol dimağın düşünce merkezi ve solu idare ettiğini fennen biliyoruz.
Bu hastalığın Zü’l- İNTİKAM kanununun bir tecellîsi olduğunu herkes mânevî bilgi derecesinde anlar.
Hülya ile hayali proje arasında rota kurmuş, hakikat ve fazilet kâğıdı ile ambalaj yapılmış, Makyavel tekniği ile yol alan toplumlarla dolu bir asırda yaşıyoruz.
Hayat bir bütündür.
Değişen bir şey yoktur.
Değişen düşünce ve cevaplardır.
Tabiatın hassas dengesi hakkında konuşmak herkesin karı değildir.
Âlemde mânâsız birşey yoktur.
Mânâsızlığın bile bir mânâsı vardır.
Tesadüf diye bir şey de yoktur.
Hem maddî hem mânevî hepsinin bir kanun hududları içinde cereyan ettiğini bilmek, anlamak milyonda bire nasib olur.
Her hangi bir şeyin maddî taraft tahammülsüzlük hududuna girerse, kâinatdaki kanunun icra hududuna girmiş olur.
Bu hemen olduğu için gecikmez.
Mânevî kanunlar da böyledir.
Tabiat kanunları “Zü’l- İNTİKAM dır”.
Öç alıcı demek değildir bu.
Maddî ve mânevî kanunun icrasıdır.
Hemen olduğu için “Seriü’l- hesab”tır.
Bu lâf bilmeyerek söz söyleyen din âlimi geçinenleredir.
Siz bilir misiniz?
Güneşin rengi yeşildir.
Havadan geçtikten sonra sarı olur.
Feza karanlıktır, gece vakti sun’i ışıkta bile sarı rengi seçemezsiniz...
Lût kavminin 30 senede yaptığı menfur şeyleri beşerîyet bugün 1 günde yapmaktadır.
İzaha lüzum yok.
Gazetelere, havadislere, resimlere bakmak yeter.
Lût kavmi, Sodom Gomore kavminin, filizlenmesi neticesidir bugün...
Lût kavmi hadisesini anlatmayacağım.
Lût denizi kâfidir.
Ve Lût’un karısının dönüp bakması neticesi taş kesilmesi mühim ilâhi bir ihtardır, kadın tarafından insanlara...
O dehşete:
“Arkanıza bakmayın!” tembih-i ilâhiyesine karşı bakması kendi insiyakı ile değildir.
O da ilâhi bir tecellîdir.
“Kadın dururken başka tarafa haa!
Utanmıyor musunuz?
Ben utancımdan taş kesildim!” demek...
70.000 kişi gece ALLAH’a dua ediyormuş.
250.000 kişilik bir beldede. 2 kişi de livata yapıyormuş.
ALLAH bütün hepsini bir anda batırmış.
Duada olanları da...
Bu hadiseyi Besulü Ekrem anlattı.
Burada anlatmıyorum.
Okur, kitaplardan öğrenirsiniz.
Bu hastalığın ilâhi bir âfet olduğu ve insanlara serbestiyet verilmesine değişmeyen Sünnetullahın Zü’l-İNTİKAM kanunudur.
AİDS:
1- Propaganda olarak Amerika’dan ortaya çıkmıştır.
2- Daha ziyâde pasif hâlde bulunan homoseksüellerde yani rektumdan kendisine seks yaptıranlarda “ibne”lerde görülür.
3- Livatacılarda görülür.
Livata “Lût” kavminden gelme bir kelimedir.
Lût kavmine benzeyen hareket, fiil demektir.
4- Sodom ve Gomore kadınlarını erkekler arkadan kullanırlardı.
5- Pasif homoseksüeller daha ziyâde “B, 0” kan gruplarında görülüyor.
Aynı zamanda pasif homoseksüellerde “Lokopeni” vardır ve “EOZİNOİlLİ” yüksektir. Psikopatlar “B” grubunda çoktur.
Haris insanlarda homo çoktur.
Asabi kimselerde tesadüf edilebilir.
Amerika yerlilerinde Hindistan Birmanlarında Yahudilerde hakiki müslümanlarda homo yok gibidir.
Türkiye’de oğlancılık yani küçük erkek çocuklara tecavüz “K.D.E.R.K.O.A.” mıntıkalarında eşcinsele çok tesadüf edilir.
Pasif homolar, dalâlet ve küfürdedirler yani kendilerini arkadan kullandıranlar.
Bunların, bu oğlancılığın birçok sebepleri vardır.
Almanya’da, ingiltere’de, Amerika’da homo çoktur.
İnsanlar hayatlarının büyük bir kısmını hata ile geçirirler.
Bu hataları anladıkları zaman düzeltmek imkânları kalmaz.
Bu hem uzvî, maddî, hem ruhî hatalardır.
O zaman insanlık haysiyeti ile ruhu mücadele eder.
Ya çıldırır, yahut intihar ederler.
Bu hataların farkına varılmayan küçükleri önemsiz gibi görünenleri birikerek çoğalırlar. Bunlar zamanla bugünkü toplumdaki insanların söyledikleri “stres” bunalımı husule getirir. Bu, inancın mânevî yoksulluğun neticesidir.
Netice:
Bu hastalık sünnetsizlerde, homoseksüellerin ALLAH’ın yaratılış kanunlarına aykırı hareket etmenin ve men edilen emre karşı isyanın cezasıdır dünyada...
Hakiki islâm hastalığı değildir.
Dikkat edilirse tarih boyunca 100 ehl-i salib seferi olmuştur.
Hepsinde kolera, salgın hastalıklar çıkmıştır.
Türk ordularında hastalık görülmemiştir.
Hakiki Yahudilerde de sünnet oldukları için hastalığa tesadüf edilmez.
Bel soğukluğu, frengi, tenasül-ü temasla geçer.
Nesil söndürür.
Vücudda mafsallarda birçok tahribatlar yapar, gayri meşru birleşmenin zinanın dünyadaki bir nebze azabıdır.
Mide kanseri:
Rızkında haram olanlarda, bilmeden haram yiyenlerde çok görülür.
Rahîm hastalıkları:
Çocuk düşürme, zina, adem-i iktidar, erkeklik noksanlığı, fazla zina yapanlarda görülür.
Kadınlarda yaşlandıkça şişmanlık:
Tövbe edilmemiş günahlardan ileri gelir.
Erkeklerde ise malına haram sokanlarda şişmanlık zuhur eder.
Aynı zamanda çocuklarına ailesine haram yoldan rızık getirenlerde...
Şeker hastalığı:
Haramiyeti bildiği veya işittiği hâlde yapanlarda çok görülür.
Çocukları fena yollara sapanlarda.
Evlendiği zaman erkeğe yalnız iki rekât namaz lüzumiyeti vardır.
Zifafdan evveldir.
Onu kılmayanlarda fiili çocuk olacaksa Levh-i Mahfuzdan ayrılacak çocuğun ruhuna, baba hürmetsizlik etmiş olur.
Sinir buhranı, sıkıntı, geçimsiz ailelerde muhakkak gusül yoktur.
Veya gusül yapmadan yemek, su içmek, dünya kelâmı konuşmaktandır.
Çocuklarda görülen anormal hâller, saralar, ruhî denilen bozukluklar, çocuk doğunca plesanta veya eşi usulü veçhile toprağa vermeyenlerde.
Her hastalık bir İhtar-ı Rahmani’dir.
Kimse bunun farkında değildir.
Çok Üşüyenler:
Cehennem azabı var mıdır diye şüphe içinde olanlarda görülür.
Bunlarda troid guddesi eksikliği görülür.
Kalb hastalığı:
ALLAH’ı zikretmeyen kişilerde çok görülür.
Akciğer hastalıkları:
Dinsiz, münafık, kumar, şehvet, dedikodu, haramiyet dolu muhitlerde veya o muhitlere yakın oturanlarda görülür.
Bir memleketde su çekilmeye başladığını görürseniz; o diyardan uzaklasın. Ümmetler kendi yerlerini terkedip bir memleketde toplanmadan orada bereket kalmaz.
ALLAH’a şükür kalkmıştır.
Bir yerde kuraklık olursa; din adamları en küçüğünden en büyüğüne kadar mal servet para peşinde olduklanndandır.
Bir memleketdeki halk geçim sıkıntısına düşerse zekât o memleketden HAKK tarafından uzaklaştırılmıştır.
Faiz çoğalmıştır.
Herkesin rızkına ALLAH’ın men ettiği hoşlanmadığı haramiyet girmiştir.
Bir memleketde dilenciler çoğalırsa; o memleketin zenginlerinden insanlarından hayır da uzaklaşmıştır.
O dilencilerde cehennemliktir.
“Kabirlerin süslendiği, kadınların erkeklerin ayırdedilmediği, aleni cima’ların, fuhuş arttığını gördüğünüz zaman beşerîyetin âhir zaman hududuna girmiş olduğuna hükmedebilirsiniz!”
Bir diyarda yalancı mürşidlerin, tasavvufi bilgilerle süslenmiş bî namazların, cemiyetlerin, toplantıların çoğaldığını görürseniz, o memleketde bir âfat-ı ilâhiyenin yakın geldiğine fehmedebilirsiniz.
ALLAH’a sığınırız!..
Livata yapanlarda; Rektum “anüs” kanserleri, livata oğlancılık yapanlarda prostat ve kanserleri olur.
Livata sevici kadınlar; sonunda sürünürler, tımarhâneye düşerler.
Avcılık, fırıncılık tehlikeli mesleklerdir.
Gıda maddelerini tahsis edenler, hiyle yapanlar bunlar islâm ise de cehennemliktir.
Büyü yapanlar, bunların zâten bu hareketlerinden dolayı dinleri gitmiştir. Şakası yoktur. Eğer islâm kisvesi altında namaz-oruç yok, zekât yok, bütün hepsi bu dünyada felç olur gider.
Haram olduğunu bildiği hâlde, içki, kumar, zina yaparken ölenler muhakkak dinsiz olarak giderler.
Zâten bu hâlleri yaptıkları anda mü’min değildirler.
Çünki İslâmın güzelliği ve görünmez ruhaniyeti üzerlerinden o anda çekilir. Haberi olmadan mü’minlikten çıkarlar.
Bu bir rahmet-i ilâhiyedir.
Kumar, içki, zina yapanların donları daima sidik lekeleriyle doludur...
Ayak kokusu, teri kokanlar, hayatlarında bir devir geçirmiştir.
İslâm değil, Hristiyan değil, her türlü haramiyete habersiz sarılmış olanlarda veya neslinde görülür.
Hele devamlı haram olan şeyleri yiyenlerde daima mevcuddur.
Haram yoldan mal ve rızkını temin edenlerde ve ALLAH’ı zikretmeyenlerde ağız kokusu vardır.
Bu bahis çok uzundur, yazmakla anlatmakla bitmez.
Birçok hastalıklara, bütün dertlere Kur’ân-ı Kerim şifâdır.
Okunan âyetlerle vücudda bulunan bir hastalığın terketmesi, mânevî pislik giderilebilir.
Veya uzvun, hasta yerin tövbesi temin edilir.
Bunlara inanın gün gibi hakikatdır.
Fakat insanoğlu bunun farkında değildir, ilâçlar da HAKK’ın yarattığı devâlardır.
Bu devâlarla o hastalığa bir nevi tövbe yaptırılmış olur.
Bundan dolayı ALLAH:
“Tedavi olunuz!” emriyle bir hastalığı tedavi ettirmenin hastaya farz olduğunu bildirmiştir. Hz, Ebubekir’in dişi ağrımış, Resûlü Ekrem’e söylememiştir.
Resûlü Ekrem farkına varmış mübârek parmaklarıyla dokunur dokunmaz ağrı geçmiştir.
“Yâ Ebu Bekir bana niçin söylemedin?” buyurduğunda,
“ALLAH’ı size mi şikâyet edeyim Yâ Resûlallah?” diyerek HAKK’dan geleni HAKK ile kendi arasında gizlemiştir.
Kolera’nın Hindistan’da daima bulunmasının sebebi malûm olmakla, mânevî sebebi çok büyük bir hikmetdir.
Adeta HAKK’ın insanlara haykırışıdır:
“Ey insanlar! Görmüyor musunuz, utanmıyor musunuz bu hadiseden!..”
Dünya âhir zamandadır.
Dua etme zamanı geçmiştir.
Sabır zamanıdır.
Saralık (Icterus nova natorum)
1- Nikâhsız evlenmelerde
2- Gayri meşru birleşen çiftlerde
3- Mecburi evlenmelerde
4- Zifaf namazı kılmayanlarda
5- Guslü icab eden hâllerde gusül yapılmamış mükerrer cima’larda...
Livata : Lutilik. * Erkekler arasındaki cinsi sapıklık. (Bak: Kebair)
Rektum : Göden. Kalın bağırsağın son bölümü, göden bağırsağı, rektum.
Sperm : Meni.
Gulfe : Zekerin sünnet edilecek derisi.
İfrazât : Vücuddan çıkan, bedenden ayrılan kan, irin, balgam gibi şeyler.
İnsiyak : Mânen sevk olunma. İlâhi ve mânevi sevk. Gönderilmek, bir kuvvetin te'siriyle çekilip gitmek. Ardı sıra gitmek.
Pasif : Bir şeye karşı tepki göstermeyen, etkinliği olmayan, başkasının etkisinde kalan, edilgin. Çekingen, durgun. Edilgen.
İbne : Edilgin eş cinsel erkek, homoseksüel.
Stres : Ameliyat şoku, travma, soğuk, coşku vb. etkenlerin organizmada oluşturduğu bozuklukların tümü, ruhsal gerilim.
Ehl-i salib : f. Bayrağında salib (haç) bulunanlar. Hristiyanlar. * Osmanlılardan 209 sene evvelki tarihte Haçlı Seferlerine katılan Hristiyan Ordusu.
Tenasül : Türemek. Nesil yetiştirmek. Üremek. Birbirinden doğup türemek.
Adem-i iktidar :Cinsi temasta erkeğin güçsüzlüğü.
Cima’ : Cinsi münâsebet. Çiftleşmek. * Zamm etmek.
Fuhş-Fuhuş : Edeb ve terbiyeye uymayan hareket. * Haddini aşmak. Çirkin, kötü. İş ve sözde taşkınlık. Haram. * Çok günah ve çok fena bir fiil olan zina.
Bî namaz : Namazsız. Namazı kılmayan.
Mükerrer : Tekrarlı. Tekrar olunmuş. İki veya daha fazla aynısı yapılmış.