Canlılık, Hayat, “HAYY” ın sudan geçmesiyle başladı.
“ALLAH’a her şey kolaydır!” demek bile doğru değildir. “Ve” suyu da halkeden O’dur.
“Mine’l- mai külle şey’in hay”
Biz her şeyi sudan halk “ettik”.
Ana madde su değil, dikkat “HAYY”.
HAYY’ın görünmesi su ile olmuştur.
Su, ruhun geldiği geçtiği bir vasatdır.
“Su neden halkedildi?” bilinmiyor.
Suda ifade edilemeyen bir ahenk var.
İfadeye kalkarsanız, bu ahengi bozarsınız.
İzah edilebilen “ahenk” değildir.
Bir testinin kullanmaya yarayan kısmı onun içinin boşluğudur.
“Her şeyi halketmek için suyu katalizör aracı yaptık!”
HAYY sudan geçtikten sonra tahammül hududuna iniyor.
“Her şeyi ölçülü, Hacimli, Sikletli bir plân dahilinde “yarattık”. Bu sırrı suda gizledik!..”
İnsan vücudunda, her şeyde bir damla bile olsa su vardır. Vücud bir mabeddir.
İnsan bir mekândır.
Dünya mekânındadır. Aslı lâ mekândadır.
Allah:
“İnsan gönlünde insan sözü şeklinde “ALLAH’ça kelâmı” ile tecellî ettik! Biz semâdan “mübarek” su indirdik!”
Mübârek kelimesi başka dilde yoktur.
Tercüme edilemez.
Gönülleri coşkun, alnında görünmeyen secde izi “Min eseris sücud” olanlara, kalbinde ALLAH lâfzını sezenlere ve islâm olanlara söylüyoruz.
İnanmayana, kendi kendini unutan insanlık kıymetini kaybedip:
“Ben bilirim! Ben mürşidim!” diye gaflet ve delâlet içinde olanlara sözümüz yok...
Zâten onlar bu kitabı ellerine alamazlar. Alsalar bile anlayamazlar.
Anlasalar bile okuyamazlar.
Bu da bu kitabın sırrı...
26.5.1989 Cuma
“Ve iz kale rabbüke lil melaiketi inni cailün fil erdi halifeh, kalu e tec'alü fıha mey yüfsidü fiha ve yesfiküd dima', ve nahnü nüsebbihu bi hamdike ve nükaddisü lek, kale inni a'lemü ma la ta'lemun : Hatırla ki Rabbin meleklere: Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım, dedi.
Onlar: Bizler hamdinle seni tesbih ve seni takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek birini mi yaratacaksın? dediler. Allah da onlara: Sizin bilemiyeceğinizi herhalde ben bilirim, dedi.” (Bakara 2/30)
Eşref-i mahluk : Mahlukatın en şereflisi.
“Elehümdü lillahillezi halekas semavati vel erda ve cealez zulümati ven nur sümmellezine kefem bi rabbihim ya'dilun: Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah'a mahsustur. (Bunca âyet ve delillerden) sonra kâfir olanlar (hâla putları) Rab'leri ile denk tutuyorlar.” (En’am 6/1)
Şaibe : Leke, kir. * Süprüntü. Pislik. * Kusur. Noksan. Hata. Eksiklik.