EL Yed

“Velekad kerremnâ benî âdeme”...

İnsana ALLAH tarafından farkına varamayacağı yaratılışta bir keramet verilmiştir. O da elde tecellî etmiştir.

El, mukaddes ve ALLAH’ın keremine mazhar olmuş bir uzuvdur...

Şekli birşeyler gizler.

Beş parmak.

Hepsinin teker teker vazifesi başka.

Birlikte başkadır.

ALLAH, kelâmında uzuvlardan bahsederken daima sağ tarafı ifade eder.

Sağ el işaret parmağı:

Hiç kimsenin sağ el işaret parmağı birbirine benzemez.

Kıyamet sûresinde:

“Bela kadiriyne 'ala en nusevviye benanehu.”

Parmak izi...

“Sağ el ile bu işleri yapmayınız şeytanîdir!” denilmesi:

“Amelde nefs işe karışır!” demektir.

Namazda el bağlama, sağ solun üstüne konur...

Arz-ı vasi’ ister isen Gir velînin kabzına Arşı kürsiden geniştir.

Bir velînin âyesi...

Âye, sağ el avuç içidir...

Onun kabzına gir.

Kılıç kabzası, tutulacak yeri demektir.

Bu âye televizyondur.

Bilen yoktur.

Bilen söylemez.

Ama ne lüzum var?

Mağazalar televizyonlarla dolu.

Taksitle bile veriyorlar...

Tırnakların oluşu bu sırrı gizler.

Tırnaklarda his vardır.

Sinek konsa duyarsın.

Keserken duymazsın.

Farkında değil misin?...

Saç da öyledir.

Bütün nehiyler, yasaklar el için bildirilmiştir.

Düşünürsen anlarsın.

Duada eller kaldırılır unuttun mu?

Tekbirde eller yukarı, kulaklara kadar baş parmak ile temas ettirilir. Kadınlarda göğüstedir bu..

Sebebi hikmeti büyük..

Nedir söylemem.

Bul, sorma!

Senin de parmağın var elin var.

Âyen var...

Resûlü Ekrem sağ el işaret parmağını kaldırarak:

“Er refiki alâ” diye son nefeslerinde söylemişlerdir.

Ne demektir?..

Düşün!..

Kalem baş ve işaret parmağı ile tutulur.

Niçin?

Yine düşün... Bul, sorma!

Sağ el yaratılış itibarı ile kötü gibi görünen işlerde beceriksiz gibi görünür. Onları da sen bul öğren!

“El senin”.

Benim değil...

Her iki el birbirinin sırrını gizlemek için umumiyetle birbirine yardım ederek iş görürler.

Sağ el ile düğmeleri düğmeleyemezsin.

Bazı değil, bugün bütün insanlar sol el ile yiyorlar.

Niçin?

Söylersem utanırsın.

Veya bana saldırırsın...

Saldıramazsın ya.

Bütün hünerleri sağ el ortaya çıkarır.

Çünki sol dimağ düşünce merkezi olduğu için.

Düşünerek hareket eder.

Bütün hayvanat rızıklarını, sularını hep ağızları ile alırlar.

İnsanlar “el” ile alarak ağızlarına götürürler.

Bu, ALLAH’ın verdiği en büyük keramettir.

Bilmezsin...

Nereden bileceksin seni o kadar yontdular ki...

Elini temiz tut ağam!..

“Elini, Belini, Dilini, temiz tut!” dedi ya büyük bir ALLAH dostu Velî.

Ne demek istediğimi anla!..

Mühür, eli korumak için yapılmıştır.

Mühür yerine parmak basarlar.

Bu:

“ALLAH şâhid olsun ki doğrudur!” demektir.

Bunu da bilmezsin.

İmza da aynı gibidir.

Bunda ikrar da vardır.

Yediğin rızkın helâl olduğunu katiyetle biliyorsan el ile ye...

Yapamayacağın, hor göreceğin bir sözüm de var.

Onu hikâye hurafe olarak dinle Tahta kapda. Tahta kaşık ile ye!

Hem de yerde oturarak.

Olmaz amma söyledik bir kere.

Gül geç!

En iyisi de budur...

Secdeye gittiğin zaman ellerin içini yere doğru dirsekleri ile birlikte yapıştır. Sorma!

Sözüm o kadar...

Sen elin ne olduğunu bilsen deli gibi kendi elini mütemadiyen üstünden öpersin. El öpmek var bilirsin.

Senin bildiğin o kadar...

El öpmek çok büyük bir ta’zimdir.

Kime karşı?

Yaratana karşı ...

“RABB”a...

Avuç içi öpmek o bambaşkadır.

Hem de çok başka...

Sebebini öğrenmeye çalış!

Ne demektir bilsen görmediğin kapıların anahtarını bulursun.

Kendi elini çok sev!

Ona ta’zim et!

Ne olur.

Kul olarak yalvarırım...

Bazılarının elinin içini öperler.

Sebebini ne öpen bilir ne de öptüren...

Bütün icadlar, eserler, herşey el ile yapılmıştır.

Burada efendim bazı insanlar solaktır niçin diye düşünme!

İnsanların hepsi salaktır da ondan böyle bir düşünce gelir insanın fikrine...

Sual sormasıyla da bunu bilmeden ilân ediyor demektir.

Neyi?

Salaklığını.

El elden üstündür.

Elini temiz tut!

Elini kana bulama!

Elini sıkı tut!

Elini harama sürme!

Hırsızların bile Cenab-ı ALLAH:

“Elini kes!” emrini veriyor.

Bu ne demektir?

“Ben kulumun eline keramet verdim. Kerem verdim. Onu unuttu fena işlere karıştırdı!” Keremini geri alıyor.

Hem de dünyada ceza vererek...

“Şeriatın kestiği kol acımaz!” derler.

Cezadan kurtuldun.

Fakat dünyada da o mübârek elini kaybettin demektir.

Ekmek en büyük nimettir.

Gökten inen rahmet topraktaki rızıkla karışmış ekmek nimet olmuştur. “Kırıntılarını bile yere düşürmeyin!” buyurdu.

En büyük sırrı da şu hareketinde idi.

Resûlü Ekrem ekmeğe bıçak vurmazdı.

El ile koparıp alırdı.

Bunu düşün!

O mübârek insan hem kendine hem de ALLAH’ın nimetine karşılıklı ta’zimini irade etmek istemiştir.

“Bıçak ile kesersen ne olur?” diye bir sual sorma!

Ne yaparsan yap!

O sana ait bir şeydir.

Yediğin helâl ise el ile ye ne olur!

Yerde oturarak ye!

Ayakta su içme!..

Duade eller oraya doğru açılır.

“Kerremnâ” olarak insana verilen el hürmetine.

ALLAH’ın nusret ve yardımı gelir, ona hürmeten el yüze sürülür.

“Yedullahi”

Âyetde “ALLAH’ın eli” lâfz-ı celili vardır.

Bu nedir bilir misin?

Nereden bileceksin...

Kumar, içkinin haramiyetini de elde ara!..

Haram lokmayı da elde ara!

Elin coğrafyasını söylersem, ellerine bakamazsın.

ALLAH’ın verdiği merhamet, sevgi hep elde tecellî eder.

“Temiz olmadan elini Kur’âna değdirme!” âyeti de vardır ha...

Tesbihde el, hem de sağ el parmak boğumları ile çekilir bilir misin? Resûlü Ekrem tesbih kullanmazdı.

Parmak bogumarı ile tesbih ederlerdi.

Bu şu demektir.

“Kerremna ile keremi vereni anardı”.

Her şeyde evvelâ eller yıkanır.

Resûlü Ekrem’in parmaklarından su akıttı.

Parmağıyla kameri ikiye böldü bunları biliyorsun.

Duydun amma niçin öyledir, biliyor musun?

Ondan dolayı ara sıra sapıtıryorsun...

“Avuç içi ile su içmek ne kadar hoştur” buyurdu Resûlü Ekrem Düşün!..

İnsana melekler secde etti.

Cebrail bazen insan şeklinde de Resûle teşrif ederdi.

Hep el için bunlar gâfil..

Sağ ve sol parmaklarında (kadınlarda) kronik romatizma, poliartritis yoktur. Bir de sağ ayak baş parmağında.

Sağ el küçük parmakda kadınlarda artroz yoktur.

Ayaklarda da yoktur.

Kadın ve erkeklerde:

Artritis, psöriatika:

Elde sağda 1. 3. 5. parmakda yoktur.

Solda 3.5. parmakta,

Ayakta sağda 5. parmakta,

Erkeklerde artritis ürikada ellerde yoktur.

Sağ ve sol ayak baş parmaklarında vardır.

Diğerlerinde yoktur.

Parmak uçlarından sağ ve sol ayrı ayrı birçok hastalıklarda araz verdiği mühim uzuvlardır. Kimse bilmez.

Söylersek gülerler.

Ben de gülenlere gülerim ama.

Yazık o topallara ki rakkaselerle alay ederler...

Padişahın parmağında kıymet biçilmez bir yüzük varmış.

Padişah bir divanda onlara sormuş.

“Bu yüzükten kıymetli başka var mıdır?”

Herkes:

“Hayır yoktur şevketlim!” diye cevap vermiş.

İçlerinden birisi:

“Vardır” demiş.

Padişah hiddetlenmiş...

“Atın bu adamı zindana!” atmışlar.

Bir müddet sonra:

“Adamı getirin!” demiş...

“Padişahım sen kusura kalma ama, gaflettesin!” demiş.

Padişah: “Vurun bunun boynunu!” diye emretmiş.

Bu sefer adam :

“Padişahım daha büyük gaflete giriyorsun!” demiş...

“Söyle nedir o, bu yüzükten kıymetli olan?”

Adam:

“Parmağın şevketlim!” demiş.

Padişah o zaman hatasını anlayarak:

“Beni affet sana eziyet verdim!” diye o zâtın elini öpmüş.

Kendinizin kıymetini biliniz!

İnsan, lâ mekânı içine almış bir mekândır.

Bunu unutma!..

Yüzük insanın parmağının kıymetli olduğunu bildirmek için o parmağa oturmuştur.

Hem de yüzük parmağına.

Elin dördüncü parmağı el hareketlerinde en az iş gören bir parmak olduğunu da unutmayın! Daha çok söylenecek var amma, söylenecek sözler değil...

Ayaklardan bahsedersem huzurunuz kaçar.

Ayaklar; insanların Ruh, Nefis, Uzviyet, Her türlü organın haritası ve onların hâlini gösterir anahtarıdır.

Elin şekli; parmakları, üst deri ve avuç içi.

Parmakların; boğumları, adaleleri, kirişleri, kemikleri.

Siyah ve kırmızı kan damarları his ve harekî sinirleri hareketleri.

Bunlardan bahis uzundur.

Anatomilerini ve fonksiyonlarını bilmek gerekir.

Yüzük insanın parmağının kıymetli olduğunu bildirmek için oturmuştur.

Elmas, altın, inci, ziynet, makam insana kıymet biçmez, insan onlara kıymet ve şeref verir.

Yed’i beyza: Beyaz el mânâsınadır.

Hz. Musa’nın eli.

Elini koltuk altına sokarmış çıkardığı zaman el parlarmış.

Mucizeleri o el ile gösterirmiş.

Koltuk altı çok mühim bir yerdir.

Onun hakkında söylemeyeceğim...

Şakka’l- kamer Resûlullah’ın baş parmağının işareti ile olmuştur.

Musa’nın eli Firavun’a eziyet verdiği için ateş elini yakmamıştır.

Bütün hastalıklar el parmaklarından ve ayak altından, ayak parmaklarından belli olur. Küçük bir misal verelim;

Her iki elin parmakları çalışır.

Müşterek çalışır.

Her türlü işde en az çalışan, her hareket ve işe iştirak etmeyen parmak eldeki 4 üncü parmaktır.

Dikkat edersen görür ve anlarsın.

Bunun da büyük bir sebebi vardır.

Bana sorma!

Ben söylemem.

Bazı şeyler müşahede edilip tecrübe ile anlaşıldıktan sonra sorulursa, merak edilirse belki izah edilir...

El mukaddestir. ALLAH’ın verdiği en büyük keremdir.

Her an yaratanı ile el eledir.

Bu ne demek?

Hele dinle!

Böcek gibi küçülme!

Size bıçakla saldırsalar, taş atsalar, silah çekseler el hemen korkmadan karşı kor.

Vücudda her yer titreme hâlindedir.

Gözler küçülür, yüz solar, kafan bulanır fakat el hemen korkmadan karşı kor...

Bu elin ilâhi cesaretidir.

Anladın mı?..

ALLAH ile insan el eledir.

Tevkif edilenlerin ellerini bağlarlar, i’dam edilecekerin ellerini bağlarar.

İşkence yapılacakların ellerini bağlarlar.

Ameliyat olacakların ellerini bağlarlar.

Teslim olacaklara:

“Ellerini yukarı kaldır!” derler.

“Davranma, elleri yukarı kaldır! Elini işe karıştırma!” derler.

Bütün bu emirler bir ihtardır.

Nedir bu?

Bütün bunlar elin kudretinden bilmeden korkulduğundandır.

Dualarda “ALLAH elden ayaktan düşürmesin” en büyük duadır.

Ele ta’zim için söylendiğini kimse bilmez.

Eline dikkat et!

İnsan; basit bir mendil, bir ayakkabı kadar uzun müddet dünyada kalmıyor.

Toprakla karışıp gidiyor.

Hadîs:

“Parmağınızda yakut taşıyın” buyurmuş Resûlullah.

Parmak ile yakut birleşince birşey ortaya çıkar.

Yakut taşıyan suda boğulmaz.

Yakutu dil altına korsan susuzluk zail olur.

Bunları Resûlullah söylemiş...

Yakutun terkibinde insan vücudunda bulunan bütün maddeler madenler vardır.

Yakut, insan yaratılışındaki artan malzemedir.

O da toplanmıştır.

Bu toplanan Nuh tufanından sonra siyah olmuştur.

Hacerü’l- Esved odur.

Niçin Nuh tufanından sonra siyahlandı?

Ne yapacaksın?

Sen daha Nuh’un ve tufanının olup olmadığında şüphedesin...

Hâlâ Nuh’un gemisini arıyorlar.

Tepelerde...

Bunları bilmek sana yaraşmaz.

Ancak bilmediğin aslını rencide eder.

Resûlü Ekrem’e bile karşı koydular.

Zamanında bir çoklarını şehid ettiler.

O Mansur’un başını vurdular.

Muhiddini Arabî’nin üzerine saldırdılar.

Şabanı Velî’yi bilen yok...

Benim gibi gözü iyi görmez, basit bir çerçeve içinde sürünen kulun sözlerine kim aldıracak. Sinek bile konmaz oldu bize.

Sinek bizde kendine yarayacak birşey bulamadı da ondan konmuyor.

Konanı da biz kovuyoruz.

Oldu bitti...

Son sözümüz:

Ne ben sana benzerim.

Ne sen bana.

Elin var.

Aklın var.

Akıl da senin el de senin.

Aklın ile elin yapacağı işleri takip et!

Aklını da el ile kontrol et!

Bu lâf garip gibi gelirse de büyük bir hakikatin ifadesidir.

Hatta anahtarıdır.

Düşün!..

Kendin bul!

ALLAH’ın herkese verdiği akla hakaret etmiş olurum söylersem. Sen bul!

ALLAH’ın kudret ve gücünün en büyük delili el ve ayaktır.

Avuç içi, ayak altı, vücud dünyasının haritasıdır.

Adeta cesedin levh-i mahfuzudur.

Onlar ile arkadaş olursan, ALLAH’ın kudret ve güçlerinin anahtarını bulursun...

Ayak ilmi diye bir ilim vardır.

Bu ilim bugün hakikat olmasına rağmen inanç dışı bırakılmıştır.

Bu ilme İLM-İ ERCÜL “ayak ilmi” denir.

Bu ilim, ayağın normal şekli, parmakların boyları, üzerlerinde kıl olup olmadığı, tırnakların durumu, şekli.

Ayak altındaki normal çizgilerin mânâları.

Sağ ve sol ayak birbirinden çok farklı tarafları olduğu gibi müşterek tarafları da vardır. Ayak parmakları: Kafa ile boyun arası...

Ayak tabanı ortası: Göğüsten kalçaya kadar...

Topuk kısmı: Karın ve kalça.

Bu kısımlarında bulunan uzuvların organların sinir refleks merkezleri bu mıntıkalardadır. Aynı zamanda ruhî mânevî hâllerin haritası oradadır.

Sol ayak : Kalb, Dalak, Pankreas, Rektum, Anüs.

Sağ ayak: Karaciğer, Safra kesesi, Kafa tası.

Sağ ve solun müşterek olanı: Böbrek, Akciğerler, Bronşlar ve diğer çift uzuvlar.

^AUİLiaâj jjj jkjllj JOİI ^51 HujJ iMk jjİŞJ Jc

“Ve le kad kerramna beni ademe ve hamelnahüm fil berri vel bahri ve razaknahüm minet tayyibati ve faddalnahüm ala kesirim mimmen halakna tefdiyla : Biz, hakikaten insanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık. Onları, (çeşitli nakil vasıtaları ile) karada ve denizde taşıdık; kendilerine güzel güzel rızıklar verdik; yine onları, yarattıklarımızın birçoğundan cidden üstün kıldık.” (İsrâ 17/70)

“Bela kadiriyne 'ala en nusevviye benanehu. : Evet, bizim, onun parmak uçlarını bile aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter.” (Kıyâmet 75/4)

“İnnellezine yübayiuneke innema yübayiunellah yedüllahi fevka eydihim fe men nekese fe innema yenküsü ala nefsih ve men evfa bi ma ahede aleyhüllahe fe se yü'tihi ecran aziyma : Muhakkak ki sana biat edenler ancak Allah'a biat etmektedirler. Allah'ın eli onların ellerinin üzerindedir. Kim ahdini bozarsa, ancak kendi aleyhine bozmuş olur. Kim de Allah ile olan ahdine vefa gösterirse Allah ona büyük bir mükâfat verecektir.” (Fetih 48/10)

“înnehu lekur'anun keriymun. Fiy kitamin meknunin. La yemessuhu illelmutahherune. : Şüphesiz bu, korunmuş bir kitapta bulunan değerli bir Kur'an'dır. Ona ancak temizlenenler dokunabilir.” (vâkıa 56/77-79)

Tevkif : Alıkoyma, tutma. Hapis olarak bekletme. Vakfetme. * Arafatta mevkaf olan yerde durdurmak. * Bir kimsenin koluna bilezik takmak.